-
1 dönmek
dönmek <- er> sich drehen; z.B. Mond kreisen; zurückkehren (-den aus D; -e nach, zu D); sich wenden (-e an A); sich zuwenden (-e jemandem); sich verwandeln (-e in A); werden (-e zu D); REL abtrünnig werden, übertreten; Gerücht umlaufen; Schüler sitzen bleiben; Wetter umschlagen; -den abrücken, Abstand nehmen von;deliye dönmek verrückt werden;geriye dönmek umkehren;köşeyi dönmek um die Ecke biegen; fig (plötzlich) reich werden;(mutlak bir) ölümden dönmek dem (sicheren) Tode entgehen -
2 dönmek
vi1) (geri gelmek/gitmek) zurückkehrennormale \dönmek zur Normalität zurückkehrenyarı yoldan \dönmek auf halbem Weg umkehrendöndü mü? ist er zurück?2) sich drehen, rotierenbaşım dönüyor mir dreht sich alles im Kopf, mir ist schwindeligkendi ekseni etrafında \dönmek sich um die eigene Achse drehen3) ( rüzgâr) drehen4) ( sapmak) abbiegenköşeyi [o köşeden] \dönmek um die Ecke biegensağa/sola \dönmek (nach) rechts/links abbiegensola \dönmek yasaktır! links abbiegen verboten!5) sich wendenşansı döndü ( fig) für ihn hat sich das Blatt gewendet6) sich zuwenden (-e)birine \dönmek sich jdm zuwenden7) werden (-e zu), sich verwandeln (-e in)8) ( sınıfta kalmak) sitzen bleiben, durchfallen9) (geri \dönmek) zurücktreten (- den von) -
3 köşe
köşe Ecke f; Eck-;köşe başı Straßenecke f;köşe başı bakkalı fam (der) Laden um die Ecke;köşe(de) bucak(ta) alle Winkel; an allen Ecken und Enden;köşe kadısı Träumer m, -in f; Einzelgänger m, -in f;köşekapmaca Kinderspiel Bäumchen wechseln;köşeyi dönmek um die Ecke biegen; fig fam schnell zu etwas kommen;dört köşe Viereck n
См. также в других словарях:
köşeyi dönmek — 1) hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak 2) kısa yoldan ve büyük bir emek harcamadan sosyal ve ekonomik güç edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönmek — nsz, er 1) Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum. Y. Z. Ortaç 2) den, e Geri gelmek, geri gitmek Ertesi gün aynı yoldan Bodrum a döndük. Halikarnas Balıkçısı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe — is., Far. gūşe 1) Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye Kutunun sivri köşesi. 2) İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı. P. Safa 3) İki sokağın veya caddenin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yırtmak — i, ar 1) Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak Yürürken sert bir şey paçamı yırttı, çepeçevre dikenli bir tel... F. R. Atay 2) Vücudu kanatacak kadar derin çizmek Kedi çocuğun elini yırttı. 3) Yok etmek, bastırmak 4) Sağrısını… … Çağatay Osmanlı Sözlük